Sobe!(Ben Zaten Yazacaktım:-))

|

Yalan yok, ben sıkı bir televizyon izleyicisiyim; reklam meklam tanımam hepsini yalar yutarım!:)) Hele konu filmlere dizilere falan geldi mi, daha da iyi takipçi olduğumu söyleyebilirim. Zaten detaycıyımdır, biri bana bir filmin ya da dizinin konusunu sormaya görsün, baştan sona sahneleri canladırarak anlatırım; o anda karakterlerden herhangi birinin mimiği dahi anlatımımda yerini alır. Oyunculuk içimde sıkı bir özlemdir, belki bu yüzden. Tabii yazmak konusunda sınırlarımı keşfederken senaryo yazmakla ilgili sulara daldığım da düşünülecek olursa, bu takipçiliğimin daha anlaşılır yanı olabiliyordur umarım.
Dedim ya detaylar önemlidir diye, mesela bu sezon Yaprak Dökümü başlamadan önce sıklıkla fragmanları gösterilip durdu Kanal D'de. Bunlardan biri anneyle 'deli' kızının bir kafede otururken, kaçan diğer kızının o kafede çalıştığını gördüğü andı. İfadeler o kadar önemliydi ki o sahnede; 'deli' kız -afedersiniz, kardeşi kocasıyla kaçan, kendini kaybetmiş, psikolojik sorunlu kız- hiçbir şey söylemeden kardeşini gördüğünü annesine belli ediyor ve annesi arkasını dönüp o kızını gördüğünde sadece şöyle diyor, 'Necla!'. O andaki ses tonu inanılmaz önemli, dizinin sonrasında nasıl devam edeceğinin ipuçlarını veriyor adeta. Kızgın değil, şaşırmış değil, mutlu değil, mutsuz değil... Beni deli sanmayın ama ev içinde kendi kendime birkaç kere, 'Necla!' dedim. Tam olarak onun tonuyla söylediğimde anladım ki, kızını bulmuş olmanın buruk bir mutluluğu yanıyor annenin yüreğinde. Nasıl devam edecek bilemiyorum ama işareti doğru yakalayıp yakalamadığımı görmek istiyorum.
Senaryo konusuna gelince; bazı diziler, filmler baştan çözülür ya, en sevdiklerimdir onlar. Devamında kurgunun nasıl örüleceğini, satranç hamleleri düşünür gibi çok çeşitli versiyonlarıyla hayal ederim. 'Eğer ben yazsaydım?...' vardır hep kafamda.
Yazma girişiminde bulunduğum birkaç senaryomu daha sonra bu blogta paylaşmak isterim ama gelelim şu sobe konusuna.

Başlıkta belirttim ya, 'Ben zaten yazacaktım,' diye, gerçekten öyle. Kavak Yelleri'ni izlerken kendimi onların yanında o kadar hissetmiştim ki, 'Ya bu ne anlatılası bir dizi,' diye düşünüp, ilk fırsatı kolluyordum bloğa eklemek için. Fırsat geldi, anlatalım.;-)

Gençlik dizisi gibi görünse de, her yaş grubundan kişinin keyifle izleyeceği bir dizi olduğunu düşünüyorum. Aşklarıyla lise yıllarıma gidiyor, Efe'nin tatlı dilli, zeka ışıltılı esprileriyle bu günlerde sahip olduğum dostluklarımı anımsıyorum. Daha ilk fragmanlarını izlemeye başladığımda bu dizinin 'tutacağını' kesinlikle anlamıştım. Zaten Pinhani'nin müziği çalınınca kulağıma, 'Tamam,' dedim.
Pinhani özeldir benim için. Daha henüz doğum yaptığım günlerde ablam grubun adını söyleyip tavsiye etmişti bana. Hemen ilk fırsatta Lime Wire'dan indirdim tüm albümü.(Kötüyüm ben!:-) Hem sev, hem para kazandırma çocuklara. Üstelik sürekli emeğe saygıdan dem vur orada burada.) Ve o günlerde oğlum uyurken başucunda çaldığım ılık ılık müzik listesinde yerini aldı. Barış hâlâ Pinhani duyduğunda dikkat kesilir ve 'ılık ılık' bakar yüzüme. Canım benim!:))

Dizi diyorduk, bu iki dizi haricinde ben de, 'E ekip süper,' diye Bıçak Sırtı'nı izlemeye başladım. İyi gidiyor, gayet memnunum. Ha bir de annem söyledi, uzatmayacaklarmış, konu bittiği yerde raiting kaygısına düşmeden bitireceklermiş, süper haber!

Fesuphanallah diye bir dizi de başladı atv'de, tam çıtır çerez, gevşe, gül, eğlen!
Bir de Menekşe İle Halil var, öyküyü yazanların içinde Elif Şafak var diye biraz biraz baktım. Hiç de fena değil. Kanayan yaraya parmak basılma durumu var bu dizide de.

Şimdi ben bunları yazınca tv başından kalkmadan pür dikkat izleyen bir zat canlandırmayın tabii kafanızda, genellikle Barış nerede ben orada. Onun peşinden koşuştururken kulağım hep televizyonda. Ama bu sene şanslıyım, aynı bölümleri tekrar tekrar oynatıyorlar. Çok bir şey kaçırdım sayılmaz.;-)

Filmlerden de bahsetmişken ekleyeyim, beğendiğim bir filmi defalarca izlemek de ayrı bir keyiftir benim için. Biliyor musunuz, tek izleyişte ne çok şey kaçırıyor insan. E zaten bunu sevmeseydim, oğlumun hemen hemen her gün izlediği 'Mavi Evdeki Ayı' , ' Elmo'nun Dünyası' ve 'Dahi Bebek' cd'lerine nasıl tahamül ederdim? ;-)
Benden bu kadar. Eğer birini sobelemem gerekirse, özellikle film konularında iyi tavsiyelerde bulunabilecek, dizileri de sezonda belki bir taneyle sınırlı tutan İleri-Geri' 'yi sobelemek istiyorum. Zaten bloğuna bakarsanız taze birkaç anlatım bulabilirsiniz bu konuda.

7 yorum:

Derin Sularda dedi ki...

Öncelikle yeni şablonun çok güzel olmuş söylemeden geçmeyeyim;))

Bu arada anladımki Kavak Yelleri ve Menekşe ile Halil'i benden başka herkes izliyor...Acaba başlasammı bir yerden diyorum:)
Görüşmek üzere
Dilek..

sessiz balik dedi ki...

ben şimdi sana hitap ederken ne diyceğimi bilemiyorum yani geveze desem olmaz barışın annesi uzun geliyor ,ismini sorsam ?
onun dışında diziler iyi. ben de kavak yellerinde aslıyı çok beğeniyorum güzel duru çok temiz bir yüzü var ( ben de izliyom demek istedim )

Geveze Kalem dedi ki...

Valla blog tarasımı konusunda kendimi geliştirmek istiyorum. Barış'lı Günleri de değiştirdim, çok içime sindi. Şimdilerde araştırıp yeni bir şeyler eklemeye çalışıyorum.

Müjde! Kaybetmek'le ilgili yazacağım şeyi en sonunda kafamda toparladım.:D Hatta Yıldız Yağmurları'na baktım yazmıştı,ama ben yazmadan etkilenmemek için okumadım. Bu gece yazımı bloğa geçip, hemen dönüp onu okuyacağım. Zaten sessiz balık en önce yazmıştı, ben de her an aklımı bununla meşgul ediyordum ve buldum en nihayet.

Sessiz Balık, haklısın ismimi belirtmemiştim değil mi, Sema, Barış'ın annesi, Annem'in Kalemi veya geveze... Hepsini kullanabilirsin. Kibarlığın için sağol, yani geveze demek istemiyormuşsun ya.;) Ama doğrusu gevezeyimdir;)

Adsız dedi ki...

çok çok iyi siz hem iyi bir televizyon izliyicisiniz hemde oldukca gevezesiniz sizi cok iyi tanıyorum kaleminiz geveze kendiniz geveze,aslın da aileniz de pek çok konuşan kimse de yok ama yeni 1 ay pardon 2 tane türedi gibi. yine de televizyon prg.ilginiz hoşuma gitti. ben den bir şeyler almış gibisiniz öpüldünüz.

Geveze Kalem dedi ki...

Anneciğim sen de yazsaydın dizilerini diyeceğim ama yaz yaz bitmez:))
Evet gevezeyimdir, dediğin gibi kime çektiğim de belli değil. Ama işin kötüsü ailemize yeni katılan yeni nesil üyeleri bana çekmişler:)))
Siz de çok öpüldünüz:)

sibel dedi ki...

eee kem küm :-)
ailemin fertleri ile blog ortaminda bulusmak biraz tuhaf olmakla birlikte, internet ve blog konularindaki öncü tavrım nedeni ile :-P yorum yazayim dedim. bıçak sırtı pek küsel... şu markette çalışan alamancı kız bile inanılmaz bence...özlemişim türk dizisi seyretmeyi. neyse lost, prison break, heroes, vesaire derken iyi oldu bööle yürek deşen bir dizi :-)unutursam hatırlatın! bir istanbul masalı ve aliye'nin son bölümlerine dönmesin :-P

sibel dedi ki...

eee kem küm :-)
ailemin fertleri ile blog ortaminda bulusmak biraz tuhaf olmakla birlikte, internet ve blog konularindaki öncü tavrım nedeni ile :-P yorum yazayim dedim. bıçak sırtı pek küsel... şu markette çalışan alamancı kız bile inanılmaz bence...özlemişim türk dizisi seyretmeyi. neyse lost, prison break, heroes, vesaire derken iyi oldu bööle yürek deşen bir dizi :-)unutursam hatırlatın! bir istanbul masalı ve aliye'nin son bölümlerine dönmesin :-P