Doğmayı Bekleyen Fotoğraflar

|
Hüznün içinde bataklık misali saplanmış bir sazlıksanız eğer, doğmayı bekleyen fotoğraflarınızı düşleyin. Tıpkı doğmayı bekleyen çocuklar, yazılmayı bekleyen şiirler gibi, vardır onların da doğacağı, yaşam dolacağı doğru bir zaman. Yalnızca şunu önemseyin, hangi fotoğrafta yaşamak isterdiniz?

Hepimiz bir fotoğrafı yaşıyoruz, hepimiz yaşamak için -bilinçli ya da bilinçsiz- bir fotoğrafı seçiyoruz. Hepimiz o fotoğrafta kişiler, düşünceler, duygular biriktiriyoruz. Renkler bile bizim dileğimiz.

Butterfly'ın yazısından sonra nasıl bir fotoğraf için kaleme tutunacağımı çok düşündüm, çünkü üstüne söz söylenemeyecek kadar doğru dile gelmiş bir yazıydı bu benim için. Hangi sulara dalarsam dalayım, hangi zaman diliminde, hangi yaşanmışlıklara bulanırsam bulanayım gözlerimin önünde açılan her pencerede 'o' vardı. Geçmişin fotoğraflarını tartışmak istemeyen bir düşünce girdabının içindeydim. Savaşmadım, geleceğin fotoğraflarına yelken açtım.

Yıllar öncesinden seçmiştim ben fotoğrafımı, daha ilk 'on'larımdayken... Çok uzaklarda var sayılan 2000'li yılların hayaliyle karardığında gözlerim, tek bir kare yaşıyordu o simsiyahın içinde capcanlı renkleriyle; büyükçe bir çizim masasının olduğu, sıcacık bir evin salonunda gülümseyerek çalışıyorum, yerde, bembeyaz halının üstünde bembeyaz tulumuyla oturan topişka bir oğlan! Kâh çizimimi yapıyorum, kâh gidip sütbeyazı gerdanını öperek kıkırdatıyorum...

Mutluyum... Çünkü henüz meslek seçimimin bile belirsiz olduğu o günlerde bu fotoğrafla çağırdım geleceğimi. Ve durmadım, çağırmaya devam ediyorum.

Mesela geçen gün salonumuzun kısa duvarına bakıp şöyle dedim, 'Evet, bu duvar piyano için uygun.' Ben demedim aslında, doğmayı bekleyen fotoğraf sinsice sızıp içime söylettirdi bunu bana. O duvara dayalı piyanonun başında oğlum, ben ve aslında oğluma öğretmesi için çağırdığımız piyano öğretmeninden ben de nasiplenirken çekilmiş, yaşayan bir fotoğraf bu.

Ne zaman doğacak, ne zaman yaşam kokacak bilmiyorum ama olacağına inancım sonsuz.

Çünkü ben öyle istiyorum...


14 yorum:

Butterfly dedi ki...

hangi fotoğrafta yaşamak isterdiniz?

bu soru beni düşündürdü sevgili Sema, haklısın herkes yaşamak için bir fotoğrafı seçiyor, kendi yaşamına yakıştırdığı bir fotoğrafı, peki seçtiğimiz fotoğrafta ne kadar var olduğumuzu belirleyecek olan yine biz miyiz? Ben artık emin değilim, ben var olmayı seçtiğim hiçbir fotoğrafın karesinde gerçekte var ol(a)madığımı acı ve hayretler içinde fark etmişliğim vardır, biriktirdiklerimin için de ise çoğunlukla tek başınalık vardı, ama bu tek başınalık bildiğimiz yalnızlık kavramından çok başkaydı. Bir keresinde elime bir resm ialıp, gözlerimi hüzünle yıkayıp, "seni istiyor muyum sorusunun içinden çıkamıyorum, bunun seni seviyor muyum sorusundan farklı, hayli farklı olduğunu anlamış olmalısın" demiştim. Hep istediğin fotoğraflarla buluştursun yaşam seni... Sevgiler.

s. dedi ki...

Hayalin önüne geçilemez sınırları ve o sınırların akıl almaz düş yansımaları.
Kristal bir düşünceden geçip, hayat renklerine dönüşen flaş ışıkları...
Ve o ışıkların aydınlattığı fotoğraf duruşları...
bir parmak dokunuşunda saklı!

sessiz balik dedi ki...

semacım,
barış piyano çalarken ve yanında da sen varken ....
bu fotoğrafı blogunda görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum

sevgiler

Geveze Kalem dedi ki...

Sevgili Butterfly,
Bu benim gerçeğim ve buna dayanarak cevaplamam gerekirse evet, biz seçtiğimiz fotoğrafta ne kadar var olduğumuzu belirleyen kişiyiz. Çoğunlukla dilek sepetimiz başarabildiklerimizle, ulaşabildiklerimizle dolar. Oysa o sepete henüz sadece dilemeyi becerebildiklerimizi de eklemeliyiz. Zaman içinde onların da bir hacime sahip oladukları görmek, inan denemeye değecek kadar güzel.
Sevgiler...

Geveze Kalem dedi ki...

Sevgili SS, ben bazı şiirleri ve yazıları soyut resimlere benzetirim. Kolay anlaşılabilir değildirler, dahası ressamı algılayabilmek özel bir eğitim ya da duygu yoğunluğu gerektirir çoğu zaman. Ancak herkesin, bu birikime sahip olan olamayan herkesin bir beğenisi oluşur bu tip resimler üzerinde. Mesela kimisi renk dağılımına hayran kalır, kimisi farkında olmadan içinde bir yerlere dokunduğunu hissettiği için...
Senin birçok yazın bende soyut resimleri çağrıştırıyor. Açıkçası anlayabilmek için çok zorlamıyorum kendimi çünkü bu senin derinliğini yansıtıyor diye düşünüyorum ve zaten bana geçirdikleri yeterince etkiliyor belleğimi.
Sevgiler...

Geveze Kalem dedi ki...

Özlem'ciğim, bu fotoğrafı görme ihtimalin çok zayıf çünkü bizim fotoğrafımız şu şekilde olacak;
Barış piyano başında, yanımızda öğretmeni var ve yanlarındaki ben onların dersine maydonoz olarak bir şeyler kapmaya çalışıyorum:p Öğretmen bana acayip gıcık olmuş, 'madem öyle iki kişiye ders parası verselerdi,' diye içinden hayıflanıyor, Barış'sa, 'anne nooolur biraz izin ver de ben de çalayım!' diye bana bağırıp duruyor:)))

Adsız dedi ki...

sizi butterfly'in bloğundan tanıdım ve artık hep okuyorum insanın kalbini bazen sarsan, bazen ısıtan bazende kanatan yazılarınızı okuyorum...bana sorsanız düşlediğin hangi resmin içindesin derim ki hiçbiri...

sessiz balik dedi ki...

semacım,
yeni kelime yok mu?
çok alıştım bu oyuna ben
kelime oyununa yazamasam bile ; elinde oyuncak arabasıyla gezip de oynamayan çocuk gibiyim ,oyuncağımmmm nerdeeee :)))

Yaşamın kıyısında dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Geveze Kalem dedi ki...

Sultan, bir resim düşlemek bu kadar zor değil aslında. Denemeye değecek kadar da güzel.
Yazılarımı okuman beni memnun etti ama benim insanın kalbini acıtan doğrudan bir yazım olduğunu sanmıyorum. Aslında belki de maskeli yazıyorum ve bazılarınız 'kral çıplak!' diye görebilenlerdensiniz, bilemiyorum.
Sevgiler...

Özlem'ciğim yeni kelime Butterfly'dan gelecek. Hadi gel gidip baskı yapalım:))
Valla ben de çok alıştım. Aslında bir dosya olarak kelimeleri yazıp, kim ne yazmışsa eklemek istiyorum. Hatta belki bir blog bile yapılabilir ortak. Ama yok, çok dağılmayalım:)

Adsız dedi ki...

evet düşlemek kolay ama düşlediğin şeyleri hayata geçirmek zor...bazen düşlerin kadar cesur olamıyor hayat pratiğin sanırım kırılma noktası o an...sevgiler

Derin Sularda dedi ki...

Sema'cığım,
Doğmayı bekleyen fotoğraflarımı albüm yaptım adeta kafamın içinde.. en sevdiğim resimlerim olacağı kesin. Ayrıca düşlemekten en keyif alacağım hayallerimle dolu olacak, ne güzel bir fikir ya..
Sağol;)
Sevgiler
Dilek

Butterfly dedi ki...

Az önce kendimi görmek istediğim fotoğraf karesini düşlerken yakaladım, ve derin bir hüzün duygusu sardı heryanımı, cunku olmak ıstedığım fotograf karesı belkı de hıc gerceklesmeyecek olandı:(

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Her istediğin gönlünce olsun yavrum. Dilerim o fotoğraf karesine en kısa zaman da ulaşırsın. Ama sende o fotoğrafın orjinali var ki o her şeye değer.