Kelime Oyunları - Evlilik

|
Öykülerimi yazdıktan sonra bir süre nadasa bırakırım. Yeterince dinlendiğinden emin olup yeniden elime aldığımda cümleler arasında, tıpkı yeni uç vermiş goncalar gibi kelimelere rastlarım. Yazılmamıştır, ama okuma sürecimde pıtır pıtır açar, yazılmayı bekler kelime goncalarım. Nihayet eklediğimde artık yoluna girmiştir her şey.

Nadasa bırakmak eylemini birçok alanda uygulamanın sağlıklı sonuçlar doğuracağına inanırım. Pilav bile pişirildikten sonra dinlendiriliyorsa, kişinin kendini, işini, ilişkilerini bir süre dinlendirilmesinde ne yanlış olabilir ki?

İnsanız ve yoruluyoruz, yoruyoruz.

İlişkilerde de goncalar açıyor dönem dönem. Görebilenler, korumaya alıp burcu burcu açışını gözlemleyebilenler şanslı.
Ama bazen de yorgunluklarımız, bahçemizdeki renk renk çiçekleri görebilmemize engel oluyor. Topraktan uç vermiş her bitkiyi, yabani otlar zannedip yoluyoruz. En nihayet bahçenin karanlığı bizi dönülmez bir umutsuzluğa sürükleyebiliyor.
Bazen de bahçeye kökten beton dökmeyi çözüm sanıyoruz.

Kadın erkek arasındaki ilişkiyi, bitişik bahçeleri olan iki ayrı ev gibi hayal ediyorum. Her evin rengi, şekli, dekorasyonu bambaşka. Her evde pişen yemek, hatta o yemeğin sunumu da bambaşka. Evlerin her birinden ayrı ayrı müzik sesi yükseliyor.
Her evin inşasında farklı malzemeler kullanılmış. Ama en nihayetinde komşular, bitişikler ve uzaktan bakıldığında sanki tek evmiş gibi görünüyorlar.
Bahçelerin üstünde bulut gibi kümelenmiş sayısız arılar sahibini ayırt etmeksizin taşıyor polanleri, o bahçeden bu bahçeye, o çiçekten bu çiçeğe. İşte bu birbirimize ekleyebildiklerimiz oluyor hayalimde.

* * *
Bir aralar evliliğin her on yılda bir yenilenmesiyle ilgili bir kanundan bahsediliyordu. Sonuç ne oldu bilmiyorum ama bir yönüyle baktığınızda kişileri kendine çeki düzen vermeye zorlayacak bir kanunmuş gibi duyuluyor. Tabii Türkiye gibi bir ülkede ne kadar yanlış sonuçlar doğuracağını tahmin etmek, hiç de güç değil.

Evlenmeden hemen önce, iş yerindeki bir arkadaşım evleneceğimi öğrendiğinde çok şaşırmıştı. ''Senin gibi bir dominant karakter nasıl evlenebilir ki?'' diye sormuştu şaşkınlıkla. Belirtmeliyim ki bu kişi bir erkekti. Eğer şimdilerde evliyse, kendine munis halis bir eş seçmiş olmalı.:)

Aslında söyleminde çok da yanlış sayılmaz, ben de o zamanlar evleneceğimizi duyanlara, 'deneyeceğiz bakalım,' diyordum. Ne mutlu ki 8 yıla yakın bir süredir denemekten sıkılmadım.:)

Bahçemde güller yetiştiriyorum, biraz ortanca, biraz papatya... Mutlu oluyorum taze goncalarını görünce.
Bazen kafamı komşunun bahçesine sarkıtıyorum. Yabani otlar ilişiyor gözüme. Yolamam onları, benim değil çünkü. Hakkım yok!
Gizlice geçip bahçeye, koca koca çiçek fidanları ekiyorum, hem de tam yabani otların dibine. Sonra çağırıyorum bahçenin sahibini, ''Ne güzel çiçekler yetiştirmişsin,'' diyorum. ''Evet, öyle,'' diyor böbürlene böbürlene. Sonra biraz eğilip çiçeklerin altına bakıyorum, ''Ama bak, yabani otlar bitmiş diplerinde. Çiçeklerin güzelliğini gölgelemesin sonra?'' diye soruyorum. Tereddütüsüz koparıyor yabani otları.
Çiçekleri o ekti ya,! ;-)

Çiçekli günler dileğimle...

14 yorum:

Butterfly dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Butterfly dedi ki...

Nedense hüzünlendirdi yazın beni, sınav kagıtları ile bogusurken bir molada cıktı karsıma, sımdı bır sıcak cukulata yapmam lazım, bu gece sabahlayacagım, cunku kagıt okuyorum ve bır yandan da notları ılan edıyorum ınternet ortamından, az once sana mısafır olmadan once, cıceklerını,ayrık otlarını okumadan once bır sınıfın notunu ılan ettım, sınıftan bır kısıye GR yazdım, sınava gırmedı demek, cunku 3 gun once kocaya kacmıs, valla bana boyle aktarıldıgı ıcın evlenmıs demıyorum:)
Bır seyı belırtmeden gecemeyecem, yorgunlugu ve dınlenmeyı cok guzel ıfade etmıssın, benım ıcın de gecerlı bu soyledıklerın yanı hayat ıcın belkı, ama ıs evliliğe gelince; beraber yaşamak konusu her ilişki türünde iki kardeşten, anne-çocuğa, iki arkadaştan iki sevgiliye çok önemli çok hassas bir konudur. Beraber yaşayan iki kişinin birbirine rahat nefes alacak alanlarını bırakabilmek çok önemlidir derim. İki kişinin bunu başarabilmesi için gereken nitelikse özgüvendir. Yani o “karşılıklı saygı” sözü bence palavradır. Bunun aslı kendine güvenen insan karşısındakine de güvenir ve yönetmeye değiştirmeye çalışmaz. Onun gerçeklerine, yaşama önceliklerine, hayallerine, değerlerine ve özsaygısına müdahale etmez ve dahası onu kilitlemez! Mutlu evlilik kavramları uydurmadır. İnsan kendisiyle bile çatışır, kendisiyle bile uyum sorunları çekerken iki kişilik bir yaşamın pürüzsüz ve lineer bir mutlulukta sürmesini nasıl bekler? Olur, mu böyle şey? Her ilişki ve evliliğinde iniş çıkışları ve sorunları vardır ve olacaktır. Her aşkın ve evliliğin üst şahikaları vardır, her aşkın ve evliliğin yerlerde süründüğü dönemler olur. Herkes kendi ilişkisini bu iniş çıkışlardan kendisine en fazla yansıyanını algılar. Yoksa bazı insanların dışardan ‘o’ ne mutlu bir evlilikleri vardı, neden ayrıldılar? Tanımlamaları çok komiktir. İyi ilişkiyi belirleyen bir diğer etken de çelişki ve çatışma sonrasında yere dökülen kalp kırıklıklarının karşılıklı yapıştırma döneminde kişilerin ne kadar samimi olduğudur. -beni bu konuda yazmıs kabul edebılırsınız sema'cıgım:)
dondum ben kağıtlarıma, bu konu aşar beni artık:)

Adsız dedi ki...

çiçekleri o ekti ya... bayıldım vallahi ne kadar sıradan görünen ama ne kadar zekice bir cümle en sevdiğim yazım tarzıdır bu okumaktan en çok keyif aldığım tarz konuyu konuyla hiç ilgisi olmayan gibi görünen ama aslında tam kalbinden anlatan benzetmeler yazım dilin çok hoş eeee senin gbi zeki bir hatunun kaleminin bir gün böyle güzel gevezelikler yapacagı belliydi zaten şule güner ve zeynep irem güner zeynep diyorum çünkü bu yorumu yazarken minik süpürgesiz cadı uyandı ve kolumun altına girerek bende yazıcam diye tutturdu bu arada saat gece 00.12

Geveze Kalem dedi ki...

Butterfly, şimdi 'kal geldi!' diyeceğim ama türkçemizi doğru kullanma derdinde olan biri için pek de hoş kaçmayacak. Ay türkçemizden bir seferlik özür dileyip, 'Kal geldi!' demek sitiyorum.:))
Yani gecenin bu saatinde, sınav kağıtlarıyla boğuşurken, nasıl bu kadar derin derin yazabilmişsin, anlayabilmiş değilim.:)
Ben bu yazıya kısaca, 'Peki,' diyorum.:)
Sıranı savdın. (Tembel seni!:P)


Aaaa Şule gelmiş!:))
Onun gelmesi bir şey değil Zeynep de gelmiş!:S
Yahu ne olacak bu uyku halleri?
Bizim kuzu bu gece 11:30'da uyudu, fena sayılmaz ama saat 9:00'dan beri uğraşıyoruz. Deli gibi uykusu vardı ama son üç emziğini diş kaşıma aleti gibi kullanıp yırttığından, bu gece emziksiz uyku denemesi göründü bize.:( Yarın sabah ilk işim hemen bir tane(yok yok, iki tane) emzik almak olacak!:(

Ben buralardayım, Zeyno'yu uyut da gel.;-)

Butterfly dedi ki...

O yazının bir kısmı daha önce kendi kendime yazdığım evlilik ve yaşam ile ilgili bir dosyadan kısa bir copy-pas:)))
kağıtlarla sevişiyom ben hala:)

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet dedi ki...

Öyle güzel anlatmışsın ki evliliğini gidip benimde evlenesim geldi :)) Daha çoookkkkk uzun yıllar bahçenizde hep güzel çiçekler açsın..

Derin Sularda dedi ki...

Yazıyı baştan sona okuyup bitirdiğimde içimden dedimki, iyi ki "evlilik" konusu oyunumuza girmiş, iyi ki Sema böyle bir yazıyı kaleme almış. Sema'nın bakışıyla, düşünceleriyle evlilik nasıl da bambaşka bir anlam kazandı. Sanki sisli bir havanın aniden açılıp görünmeyenler ortaya çıkarması gibi bir his bıraktı bende.

Ben bu yazıyı biraz daha okuyup, biraz daha sindirmek istiyorum :)
Sevgiyle...
Dilek'in iç sesleri ;))

Ebru Oğuş dedi ki...

sanırım evliliğinde sıkıntılı dönemler geçiren herkesin en az bir kere okuması gereken bir yazıdır bu, şaka değil gerçekten bir iki arkadaşıma göndermek istiyoum iznin olursa. inanılmaz güzel bir bakışın var ve eminim en zorun bile üstesinden gelebilir insan bunu sindirdikten sonra..
yine harikasın semacım...

OzLeM dedi ki...

Semacım, ne diyeyim yani, üç kere sağol! Lazımdı bana..tam da yorulduğum ve yorduğumu bildiğim şu ara...böyle bir farklı bakış iyi geldi. Eksik olma e mi?

Adsız dedi ki...

canım benim ne de güzel yazmışsın.sanki,kelimeler,senin emrine amade...dediğin gibi,pıtır pıtır açmışlar güzel yüeğinden ,parmaklarına akarak....
yazını tek bir solukta okudum."evlilik"tanımın çok ama çok hoşuma gitti.zaten,senin gibi,akıllı bir kadından ancak bu beklenirdi.
yazdıklarının hepsine katılıyorum arkadaşım.hatta,senden büyük bir heyecanla,yeni kelimelerle kurulmuş,muazzam cümleler,eee tabii dolayısıyla,hikayeler ,yaşanmışlıklar bekliyorum.
hep böyle sevgiyle kalman dileğiyle....

Geveze Kalem dedi ki...

Ayşegül, :))) Epeyce güldüm bu yorumuna. Çok niyetlendiysen gel ben sana bir de madalyonun öbür yüzünü anlatayım, bakalım hâlâ niyetin sürecek mi?:))

Dilek'ciğim, o iç sesine söyle abartmasın, biz kendisinin neler döktürdüğünü de biliriz.;-)
(Off kesin bir bilir kişi okusa, 'Körlerle sağırlar birbirini ağırlıyor,'' der. Aman boşver, biz bu kadar biliyoruz ne yapalım?:))

Ebru'cuğum bu yazışmalardaki kör rolünü mü yoksa sağır rolünü mü oynamak istersin?:) Çok teşekkür ederim arkadaşım, o senin güzel görüşün.
Tabii ki gönderebilirsin, işe yarasa keşke.
Sevgiler...

Özlem'ciğim sen de eksik olma. Hatta dahil ol hayatıma.:P Ama öyle ikiz bloglarıyla, ACDC programlarıyla falan değil, daha gerçek.;-)

Burcu'cuğum, oh be hayata dönmüşsün. Hüzün gitti mi bloğundan?:) Ben gelip onu kışkışladım sana çaktımadan. Hadi bakalım seni de evlilik konusunda yazmaya bekliyoruz.;-)

sessiz balik dedi ki...

çiçek olmayan yerden bu kadar çiçek kokusu yükselmez
demek ki ; sen bi çiçeksin ben de suyun :=)

şaka bir yana "evlilik" konusunda ben de senin gibiydim ilk başlarda ; dominantlık bakımından. ama benim duvarı kendine duvar yapıp bitişiğe bir ev inşa etmiş olan o kişinin bahçesindeki kokulara kandım.

çok tatlı yahuuu , bahar gelmiş gibi oldu yazını okuyunca
zaten senin kod adın "bahar"

s. dedi ki...

Gevezecim, çok beğendim :D Şu 10 yılda bir yenileme olayına karşı olurdum ben herhalde. Evlilik dediğimiz şey yenilendikçe değil, yıllar geçtikçe değerini arttırmaz mı? ben tazelemek değil, yıllarla onu büyütmek isterim...
Sevgili butterfly seni de ne zamandır merak ediyordum. Doğrusu okuldan uzaklaşınca sınavlardan da bi-haber olduk...kolay gelsin sana da canım.

Geveze Kalem dedi ki...

Özlem'ciğim, kıskanmıştır senin komşun bahçendeki çiçekleri, o yüzden gelip girmiştir dibine.:)
Benim kod adımı 'yaz' olarak değiştirebilir miyiz? Yani hem mevsimlerden en sevdiğimdir hem de yazmak eylemini anlatır ya o bakımdan.:)

Sevgili SS, çok doğru şeyler yazmışsın, haklısın valla! Yani ben madalyonun bir yüzünden bakmıştım olaya.
Sevgiler...