Mim - Kitaplar

|
Sevgili Goddess-Artemis kitaplar konusunda beni mimlemiş. Konunun tam olarak ne olduğunu kendisi de anlayamadığı için ben de kendimce ortaya karışık yapacağım.:)

Ağustos başına kadar yazmaya programladım kendimi. Belki de bu yüzdendir ki o döneme kadar, yazamayacak kadar yorgun olduğum gecelerde uyku öncesi birkaç sayfa okuyarak, ancak 1-2 kitap bitirebilirim. Fakat okuyamasam da kitap alışverişini ihmal etmem. Hatta cuma günü verdiğim bir sipariş bugün yarın elime ulaşacağı için her zamanki gibi büyük bir heyecan içindeyim. Bu seferki sipariş özellikli bir sipariş oldu, tamamen öykü kitaplarından. 13 kitaplık sipariş içinde Can Yayınları'nın birçok öykü seçkisi var; Yol Öyküleri, On Üç Büyülü Öykü, Gece Öyküleri, Yalancı Öyküler, Can Öykü Antolojisi 90 Yazar 90 Öykü. Bunun haricinde Tahsin Yücel'den Aykırı Öyküler, Yeşim Türköz'den Büyü Dükkânı (Psikodrama Öyküleri), Turgay Kantürk'ten Hayat Siyah Ölüm Beyaz (Kısa, Çok Kısa Öyküler), Ferit Edgü'den Binbir Hece 60 Öykü ve Doğu Öyküleri, Cemal Şakar'dan Pencere siparişime dahil olan kitaplardan.
Muhtemelen seçkiler içinde okuduğum birçok öykü de vardır ama kütüphaneme dahil olduğunu bilmek güzel bir duygu.:)

Kitap paylaşmayı sevmeyenlerdenim ben de. Ama benimle paylaşılmasına bayılırım.:) Geçenlerde mail ortamında dolanan bir akım vardı; Book Crossing. Aslında epeyce yaygınmış ama ben birkaç hafta önce öğrendim. Özetle bir kitabı okuyup tanımadığın birine veriyorsun ya da herhangi bir yerde bırakıyorsun, kitap birçok el değiştiriyor falan. Maili aktardığım arkadaşlarımdan biri (Pınar), kitaplarını veremediği için bu akıma dahil olamayacağını yazmıştı bana. Aynı şey benim için de geçerli, yani kendi aldığım bir kitabı paylaşıma açamam ama kitap onca yol tepip bana ulaştıysa halkayı da kıramam, ulaşmasını sağlarım birilerine. Ya da kitaplığımda en sevdiğim bir kitabın çok okunmasını istiyorsam, yenisini aldıktan sonra dahil edebilirim bu zincire. Okuduğum kitaplardan bu zincire dahil etmek isteyeceğim mutlak ve mutlak denemeler olurdu. Özellikle Cemal Süreyya'nın 'Günübirlikler'i ve Nermi Uygur'un 'Güneşle'si, sıklıkla elime aldığım kitaplardandır. Bence denemeler bir kere okunmamalı, çeşitli yaş dönemlerinde ve ruh hallerinde tekrar tekrar okunmalı.

Kitap okuyarak dinlendiğini söyleyenleri ben pek anlayamam. Yorar beni okumak. Fiziksel olarak da düşünsel olarak da yorar. Fiziksel olanı kabaca şöyle tarif edebilirim; elini ayağını nereye koyacağını bilemeden uzun bir süreyi aynı noktaya odaklanarak geçirirsin. Tam, "hah!Şimdi rahatım," dediğin noktada sayfa çevirmen gerekir ve bütün süreç tekrarlanır.:) Düşünsel olarak da epey yorulurum. Bir kere okuduğunu sindireceksin, kurguyu yorumlayacaksın, sürekli tahminler yürüteceksin, kullanılan kelimelerin anlamlarını cümleye iyice yedireceksin, yazarın yazarkenki durumunu analiz edeceksin, yazım sürecini bir yandan kafanda kurgularken kitaptan da kopmayacaksın, eğer çeviriyse çevirenin hatalarıyla boğuşacaksın, yanlış yazılmış kelimeler gözüne çarptığında yayınevini, editörü, baskı sorumlusunu vs. paylayacaksın, bazılarının yanlış yazıldığını düşünüp tekrar tekrar aynı hatayı gördüğünde açıp sözlükten araştıracaksın, yok senin dediğin doğruysa kitap boyu neden o kelimenin aynı hatayla yazıldığını sorgulayacaksın... falan filan... :)) Yani bence insan 'BOŞ ZAMAN'larında kitap okumamalı. Kitap okumak CİDDİ bir iştir.:)

Ama bazı kitaplar da gerçekten adamın zamanını boşa çıkartmak için yazılmıştır, onlara sözüm yok.
Bir de vaktini boş geçirmektense, hayal kurmak yerine seni meşgul edecek kitaplar vardır. Bayılırım ben bunlara.:) Mesela bu alanda en ilgimi çekenler Çin İmparatorluğu'nun anlatıldığı kitaplar olmuştur. Büyüklere masal gibidir bunlar. Pu-Yi'nin bazı bölümlerini defalarca okumuşluğum vardır. Ama bunun öncesinde bende bu adımı başlatan, yazarını hatırlayamadığım, kitabı benden kimin aldığını bilmediğim, Pu-Yi'nin büyük büyük büyük annesi Yeholona'nın (Ya da diğer adlarından biri olan Tzı-Şi) hayat hikayesinin masalsı bir dille anlatıldığı Orkide'dir. Yazarını hatırlayan ya da bilen varsa lütfen bana haber versin. Yeniden okumak isterim.
Tabii Yüzüklerin Efendisi'nin de bazı bölümlerini sıklıkla okuduğumu da eklemeliyim bu listeye. Filmini onlarca kez izlemiş biri olarak, kitabını da tekrar tekrar keyif alarak okurum.

Benim listem daha çok uzar... Ben de bu mim de Yıldız Yağmurları 'nı, true crime'cı arkadaşım Özlem'i, yazılarını büyük bir keyifle okuduğum Elektra'yı ve okumayı 'iyi' beceren Evvel Zaman İçinde'yi mimliyor, bu mimden anladıkları kadarıyla kitaplar hakkında karalamalarını bekliyorum.:))

12 yorum:

Goddess Artemis dedi ki...

Elinize sağlık! :o)

Derin Sularda dedi ki...

..insan 'BOŞ ZAMAN'larında kitap okumamalı. Kitap okumak CİDDİ bir iştir.:)

Bu sözünü çok sevdim Sema, hatta bunun özlü bir söz olarak daima hatırlanması, söylenmesi lazım diye düşünüyorum ;)Kitap okumayı sevdiğim kadar kitaplar hakkında yazılanlarıda okumayı cidden seviyorum. Gözden kaçanları,belki bakıp görmediklerimizin farkına varmamızı sağlıyor.
Bu güzel sobe için teşekkürler,
Sevgiler.

Geveze Kalem dedi ki...

Artemis, senden gelen mimleri yazmak çok keyifli oluyor benim için. Teşekkür ederim.;-)

Dilek, valla bilmem ki en azından bana göre çok CİDDİ bir iş. :) Kolay kitap okuyanlara özenmiyor değilim ama sanırım yazma süreci içinde bulunanlar daha fazla detaylarda takılı kalıyordur. Ben postları bile gelişi güzel okuyamıyorum bu yüzden. O yüzden çok sık takip edemiyorum ya zaten.:)
Hadi sana da kolay gelsin.;-)

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Orkideyi tekrar okumak istediğini yanlış anlamadımsa, benim Orkide kitabım sende. Kitaplığını gözden geçirirsen bulabilirsin sanırım.
Birlikteyken unutabilirim söylemeyi belki, burası yazılı ve sağlam.
Sizi seviyorum.

Geveze Kalem dedi ki...

Anneciğim defalarca söyledim ya, bende değiiiil!:)

TuBiKKo dedi ki...

Bu siparişini verdiğin kitaplar içinde Yeşim Türköz'ün Büyü Dükkanı isimli kitabını okumuştum yıllar evvel...Çok etkilenmiştim kitaptan ve cidden de sürükleyiciydi...Bu günlerde benim de kanım kaynıyor yeni kitaplar almak için;sanırım en kısa zamanda kitapçı yolu tutulacak :) Hatta sanmıyorum eminim;zaten bu kadar güzel yazan birinin kitphanesinin de geniş olacağından hiç şüphem yok ...
Sevgiler :)

Unknown dedi ki...

Sevgili Geveze Kalem, bu mim olayından pek hazzetmesem de konu kitap olunca iş değişir:-)
Yakın zamanda yazmaya çalışacağım.
Bu arada aklına gelen isimlerden biri olmama sevindim.
sevgiler...

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

İsmini yazdığın tüm kitaplar aklıma düştü şimdi. Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek derler buna.:)) Oysa gerçekten ciddi bir iştir okumak ve gerçekten zaman ayırmayı gerektirir. Ve maalesef hayatta hiç birşeyim az olmadı zaman kadar.:((

elektra dedi ki...

nermi uygur'un denemelerini okumayı seven birini gördüğüme çok sevindim . ben de bayılırım. küçücük bir eşyadan bile bir dünya yaratır bu deneme ustası. herkese tavsiye ederim ben de. kitap okumak bir boş vakit işi değildir. ciddi bir iştir manifestosunu ise tüm kalbimle imzalarım.
sobemin gereğini yaptım. umarım bu kez doğru anlamışımdır:P
sevgiler...

Geveze Kalem dedi ki...

Tubikko, ben o kitabı ilk Butterfly'ın bir postu vesilesiyle öğrenmiştim. O zamandan beri listemde bekliyordu, bu guruba dahil ettim.:) Senden de hakkında iyi şeyler duyunca okumak için daha da sabırsızlandım.
Kitapçıları özletme, kitapları da.;-)
Sevgiler...

Evvelzamaniçinde, aslında oldukça çok kitap tanıtımı/eleştirisi yapıyorsun ama belki özel bir seçki oluşturur, içine de okuma sürecinle ilgili detaylar sıkıştırırsın diye ümit ettiğimden, ilk aklıma gelen isimlerden biri oldun.;-)
Sevgiler...

İncegül, bence zaman yaratma konusunda da beceriklisindir. Hele ki böyle güzel cümleler kurabiliyorsan, okumak için de epey vakit yaratıyorsundur diye düşünüyorum.:)
Sevgiler...

Elektra, sobenin gereğini lâyığıyla yapmışsın, eline sağlık. Son postum, senin roman, öykü, şiir üçlüsüne verdiğin derecelendirmenin çağrışımı neticesinde doğdu. Öyküyü üzme Elektracığım, senin gibi bir okurun gönlünde ilk sırada yer almak ister.:)
Yalnız denemeleri derecelendirmemiş olduğunu görüyorum ama sanırım o da şiirin ön sırasında yer alıyordur.;-)
(Sana bıraktığım yorumda bahsettiğim alıntı başka bir postla ilgili bu arada, belirteyim.)
Sevgiler...

Unknown dedi ki...

Sema bugün sahaflara gittim gezdim uzun uzun, eski kitapların kokuları arasında kendimi kaybettim, oradaki binlerce kitap benim olsun istedim. Böyle bir dükkanım olsa çok mutlu olur, zevkle çalışırdım anladım..
Öpüyorum

Geveze Kalem dedi ki...

Evrimciğim, belki Çin'de açarsın bu dükkânı.:P Msn mesajında gördüm ama yazamadım bir türlü, eşya topluyorum diyordun. Durum netleşti galiba. Kısa zaman içinde seni görmeliyim.;-)