?

|

Bugün için hiçbir plânım yoktu. Zaten şu sıralar plânsız-beklentsiz yaşamayı öğrenmeye çalışıyorum. Öğrenmeye çalışmak... Bu şimdiki uyanan bilinç düzeyimden baktığımda çok komik bir tanım aslında. Çünkü zaten bizler bir zamanlar bildiklerimizi unutmak için yeniden var olduk. Şimdilerde büyük bir birleşmeyle yeniden 'BİZ' olmaya çalışıyoruz. Tuhaf şeylerden bahsediyorum değil mi? Bazılarınıza mutlaka tuhaf gelecektir. Bana da bundan kısa süre öncesine kadar bu cümleler 'tuhaf' geliyordu.

Her neyse, bu konuya girecek olursam labirentlerde kaybolabilirim. Hoş, ben kaybolmaya gönüllüyüm ve aslında bu yazıda da benzer bir şeylerin sözünü edeceğim. Ama en azından A ve B noktası arasındaki mesafeyi yazmak için şu aletin başına oturduysam, dallanıp budaklanmamayı diliyorum.

Ne diyordum, ha; bugün için özel plânım yoktu. Aslında dünden vardı da sabah nasıl olduysa tüm plânlar rafa kaltı. Kendiliğinden.:) Oğlumu yuvaya bıraktıktan sonra ayaklarım beni bir alışveriş merkezine sürükledi. Saat 10:00! Otoparklar, dükkânlar, koridorlar bomboş. Ve havada tatlı bir güneş...:) Yapı markete girdim. Ayaklarım oraya doğru giderken kendime şöyle diyordum, "Off bu çok saçma yaa! Sabahın köründe daha bir fincan sıcak bir şey bile içmeden, neden boyaların, tornavidaların, ahşap rafların, klozetlerin, seramiklerin olduğu soğuk bir yere doğru gidiyorum ki? Benim bunlarla ne işim olur?" Kendime yine de direnmedim. Ve tüm yapı marketi, sakince ve detaylıca dolaştıktan sonra, elimde sadece ince bir rulo şeffaf yapışkanlı o şeyle çıkarken çok ama çok huzurluydum. Ne zamandır almayı plânladığım ama bir türlü bulamadığım bir şeyi almıştım çünkü. Bu malzemenin ne olduğuna gelince; bildiğiniz yapışkanlı kaplama kağıtları vardır ya,bunların şeffaf olanı. Bizim için sahiden hayati bir önem taşıyor diyebilirim. Çünkü sevgili oğlum birkaç kere (ki en son dün) odasının alçak penceresi önünde arabalarını sürerken, var gücüyle cama vurmuştu ve camın kırılmasına son anda engel olabilmiştik. Şimdi bu şeffaf yapışkanlı kâğıdı oraya boylu boyunca yapıştıracağım ve kırılma tehlikesini biraz olsun önlemiş olacağımızı sanıyorum.:)

Beni o yapı markete sürükleyen gücüme teşekkür ederek yoluma devam ettim.

Alışveriş merkezi içindeki biraz daha dolandım. Yine benzer şekilde (detaylarına girmeyeceğim ama) ihtiyacım olan ve tamamen plânsız bir şekilde sahip olduğum birkaç alışveriş yaptım. Bu alışverişler sonrası elimdeki şeylere bakıp, bir süre önce bunları tam da bu şekliyle hayal ettiğimi hatırladım. Daha da basit bir anlatımla "Şimdi şurda şöyle bir şey olsa ne güzel olurdu," dediğim ve üzerinde bir daha düşünmediğim şeyler, elimdeki poşetlerin içindeydi. Daha da hoş olan, bunlara para ödememiştim.:) Çünkü kimisi kartlarda birikmiş puanlarla, kimisi de bazı etkinliklerde verilmiş hediye çekleriyle alınmıştı.

Ve en son kitapçıya girdim. Kitap almayı düşünmüyordum çünkü genelde (daha uygun fiyatlara bulduğum için) internet üzerinden yaparım kitap alışverişimi. "Yeni Çıkanlar" bölümünün önünde durdum ve şöyle bir göz gezdirdim. Şaka gibiydi! Ama artık buna alışsam iyi olacaktı.:) Çünkü -bir zamanlar buna 'algıda seçicilik derdim, oysa bu düpedüz hayalini yaratmak olmalı- raflar boyu yer alan kitapların büyük bir çoğunluğu aynı 'mesele'den bahsediyordu.

Hemen kâğıdımı kalemimi çıkarıp bazılarını not aldım, -almak için değil- sadece bu yazıya eklemek için.

Bakınız;

* Tanrım Bana Kim Olduğumu Söyle - Gianna Paraiso

* Kar Manastırı (En Uzağa Zihnindeki Engelleri Aşabilenler Gider) - Matthieu Ricard

* Yaşam Enerjisi Kozmik Bilim ve Bilinçte - Ahmet Maranki/Elmas Maranki

* Dile Evrenden Ne Dilersen - Debbie Frank

* Benliğinizin Gücünü Keşfedin İrade Gücünüzü Geliştirin - Swami Budhananda/Swami Paramananda

* Varoluşun Anlamı - Jean Philippe Ravoux

* Biz, Bu Evrenin Çocukları - Hoimar V.Ditfurth

* Vermenin Gücü - Azim Jamal

* Aynadaki Tanrı - Meltem İnan

* Özün Sözü - R.Şanal

* Kuantum Olumlama - R.Şanal

* Yaşamın Kuralları - Richard Templar

vs. vs. vs......

Sadece "Yeni Çıkanlar" standında gördüğüm bu türdeki kitaplardan, bunlar -inanın ki- bazıları...

İçeriklerine, kimin yazdığına bakmaya gerek bile yok; tüm bunlar sizce de aynı şeyden bahsetmiyor mu? Büyük bir aydınlanmanın (ya da bazılarınıza göre değişim/dönüşüm anlamına geliyordur bu belki de) eşiğinde olduğumuz apaçık ortada değil mi? Sizce bu sadece bir 'moda' mı? İnsanların bu denli geniş kitlelerle kendi arayışını sürmesi sadece bir modadan ibaret olabilir mi?

Bu listeden sadece (neden olduğunu bilmediğim bir şekilde) "Benliğinizin Gücünü Keşfedin" isimli kitabı aldım ve diğer standlara da şöyle bir göz gezdirdikten sonra, şimdiden sonra okumam gereken ilk kitap olarak kendime not ettiğim "Şimdi'nin Gücü / Eckhart Tolle" kitabını aldım. Biliyorum, birçoğunuz bu kitabı okumuşsunuzdur. Ama bakın daha ilk sayfada yayıncı ne diyor: "Şimdi'nin Gücü'nü dümdüz okuyup gitmek neredeyse olanaksız bir şeydir, onu ara sıra bırakıp, söylenenler üzerinde düşünmeniz ve onları yaşamınıza uygulamanız gerekir. O tam bir idrak rehberidir. O tekrar tekrar okunması gereken bir kitaptır ve onu okuduğunuz her seferinde, yeni bir derinlik ve anlam bulursunuz. O, ben dahil, birçok insanın bir ömür boyu incelemek isteyeceği bir kitaptır. Şimdi'nin Gücü'nün sadık okurlarının sayısı giderek artmaktadır. O şimdiden bir başyapıt olarak kabul edilmiştir; ancak her nasıl tanımlanırsa tanımlansın, o yaşamları değiştirme gücüne, bizi uyandırıp kim olduğumuzu tam olarak idrak ettirme gücüne sahip bir kitaptır."

Yine yayıncının sunuşundan birkaç cümle daha aktarmak istiyorum. Bu da -benim gibi- henüz okumamış olanlar için, çekim gücü yaratacak olan cümlelerdir sanıyorum.

"Belki on yılda bir, hatta bir kuşakta bir Şimdi'nin Gücü gibi bir kitap gelir. O bir kitaptan daha öte bir şey; onda, belki elinizde tutarken de hissedebileceğiniz, canlı bir enerji var. O okurlarda bir deneyim yaratacak ve yaşamlarını olumlu yönde etkileyecek bir güce sahip.

Şimdi'nin Gücü önce Kanada'da yayınlanmıştı ve Kanadalı yayıncı, Connie Kellough bana bu kitabı okuyan insanların yaşamlarında olumlu değişiklikler, hatta mucizeler meydana geldiği yolunda haberler alıp durduğunu söylemişti. "Okurlar beni arıyor," diyordu o, "ve kitabın mesajını uygulamaya başladıktan sonra olağanüstü şifalar, değişimler ve giderek artan bir mutluluk yaşadıklarını bildiriyorlar."

Bu kitap benim yaşamımın her anının bir mucize olduğunu fark etmemi sağladı. Ben bunu idrak edeyim etmeyeyim, bu kesinlikle doğru. Ve Şimdi'nin Gücü, tekrar tekrar bunu nasıl idrak edebileceğimi gösteriyor."

Alışverişimi bitirip bir taksiye biniyorum. Gideceğim yeri söylüyorum. Şöför her zamanki yoldan giderken birden başka bir yola sapıyor. "Sağdan gidecektik," diyorum ama yolu çoktan geçti, umursamıyorum. "Aslında ben de hep oradan gidiyorum ama nasıl es geçtim bilmiyorum. Kusura bakmayın," diyor. "Hiç önemli değil," diyorum, "vardır bunda da bir hikmet." Adam bir süre sonra gülmeye başlıyor ve vergi borcuna aklını taktığı için şaşırdığını belirtiyor. Bir süre daha faiziyle artacak olan iki vergi borcu üzerine konuşuyor. Sonra onları hiç anlatmamış gibi bana dönüp, "Siz pozitif düşünceye mi inanıyorsunuz?" diye soruyor. Şaşkınlıkla gülümsüyorum sadece. "Bunda da vardır bir hikmet" demişim ya, buradan pozitif yaklaşımlı biri olduğumu çıkartmış. Ve kendisinin de böyle olmak istediğini ama arkadaşlarının onu 'gamsız', 'vurdumduymaz', 'umursamaz' olarak tanımlayacağından korktuğunu anlatıyor. Biliyor musunuz, ben neredeyse onay belirten sesler haricinde hiç konuşmuyordum ve adam benimle sohbet ettiğinden emindi. Ben de öyle.:) Daha önce bir müşteri hanım aldığından ve onun da pozitif düşünme-enerjiler üzerine onunla sohbet ettiğinden bahsetti.

Ne hoş....:)

Bir posta bu kadar dağınık konu yeter aslında ama buraya -daha sonradan detaylıca üzerine yazacağımı düşündüğüm- bir konuyu daha eklemek istiyorum. Geçenlerde Artemis tavsiye etmişti; izledim. Bu film için beğendim/beğenmedim gibi belirteçler kullanmak çok yersiz. Bu film 'İZLENMELİ!' Ve ikincisi için link: http://www.zeitgeistmovie.com/add_turkish.htm

Merak edenler için Zeitgeist, 'Zamanın Ruhu' demekmiş.

Sevgilerimle...

5 yorum:

sufi dedi ki...

Şimdi;Tüm dilekler gerçekleşti...Okunası ve hayata geçirilesi mesajlar demeti...Henüz okumadım ama böyle olmalı.Sevgiler dilek.

Geveze Kalem dedi ki...

:)

Brajeshwari dedi ki...

Sen yine kendinden haber ver Gevezem.Bak ne güzel oldu.Yarin, kitapcıya gittigimde "Hmm diyecegim, Geveze bu kitabı listesinde yazmıstı"..Bizimde bunları okumamızda bir neden var belli ki..

öperim..

Geveze Kalem dedi ki...

Brajeshwari'm, profil resmin yön çizmeye devam ediyor. Bundan sonra soldan da bir fotoğraf koyarsan, ben üçünü birleştirip seni oluşturacağım.:)))

Herneyse efendim, liste benim okuma tavsiyesinde bulunduğum bir liste değil, aman yanlış olmasın.;-)
Sevgilerimi gönderdim...

Brajeshwari dedi ki...

Alemsin :)

Sacimi kestiremiyorum, fotografimla oynuyorum napalım..

Olsun liste senin olmasa bile,seni hayatima karıştırıyorum yazdıklarınla.. Demek istedigim o...