Güvercin Dolu Bir Yolda Yürümektir Yaşamak...

|


Güvercin dolu bir yolda yürümeye benziyor yaşamak;

Eğer ilerlemeyi göze almazsan, sen orada durdukça çoğalacak güvercinler. Her tarafa pislediklerini düşüneceksin, kanatlarla havalanan tozların soluduğun havayı kirlettiğini, uçuşan tüylerin üzerine yapıştığını, ortalığın berbat kuş pisliğiyle buram buram koktuğunu, seslerinin dayanılmaz bir gürültü hâlini almaya başladığını, varlığını görmezden gelircesine üzerine üşüştüklerini, gagaladıklarını ve daha kim bilir neler neler...

Ama ilerlemeyi göze alırsan;
Hele de yüzünde yumuşak bir gülümsemeyle, ağır adımlarla ilerlersen, güvercinler küçük hareketlerle çekilecek yolundan. Her kanat çırpışları meltem gibi esecek yüzüne. Etrafa bıraktıkları lekeler içinden, sevgi sembollerini yakalayacak gözlerin; belki bir kalp, ya da bir lotus çiçeği. Uçuşan tüyler seni sıyırıp geçecek; yumuşaklıklarını tenin değil, zihnin bilecek. Havanın buram buram YAŞAM koktuğunu düşünüp, dolduracaksın ciğerlerini. Çıkardıkları gurultular, yolunu şenlendiren dingin nâmelere dönüşecek. Ve sen ilerlerken, hiçbir güvercin üzerine konmaya cesaret edemeyecek.
Ne sen onları ezip geçeceksin, ne onlar seni görmezden gelebilecek. Sen yolunun güvercinlerle dolu olduğunu kabul ederek, onlara doğru saygıyla ilerleyeceksin, onlar da senin oradan geçmen gerektiğini kabul ederek, saygıyla yolu sana açacaklar.

İşte böyle güzeldir güvercin dolu bir yolda yürümek; tıpkı hiçbir zaman pürüzsüz olmayacak hayat yolunda yürümek gibi...

0 yorum: